SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S-SULH

<< 1157 >>

باب: ليس الكاذب الذي يصلح بين الناس.

2. İNSANLARIN ARASINI DÜZELTEN YALANCI DEĞİLDİR

 

حدثنا عبد العزيز بن عبد الله: حدثنا إبراهيم بن سعد، عن صالح، عن ابن شهاب: أن حميد بن عبد الرحمن أخبره: أن أمه أم كلثوم بنت عقبة أخبرته:

 أنها سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: (ليس الكذاب الذي يصلح بين الناس، فينمي خيرا أو يقول خيرا).

 

[-2692-] Humeyd İbn Abdurrahman'dan nakledilmiştir: Ona annesi Ümmü Gülsüm binti Ukbe şöyle anlatmıştır: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "İnsanların arasını bulmak amacıyla iyiyi aktaran (veya iyi olanı söyleyen) kişi yalan söylemiş sayılmaz."

 

 

AÇIKLAMA:     Alimler şöyle demişlerdir: Hz. Nebi'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem anlatmak istediği husus şudur: Ara bulmak isteyen kişi yalnızca bildiği iyi şeyleri haber vererek kötü şeylere ilişmeyebilir. Onun bu yaptığı yalan olmaz. Çünkü yalan, bir şeyi olmadığı halde varmış gibi anlatmaktır. Bu kişi ise susmuştur. Susana herhangi bir söz isnat edilemez.

 

İmam Müslim, bu hadisin sonuna ravinin şu sözünü eklemiştir: "Ben Hz. Nebi'in üç şey dışında, insanların "yalan" dediği şeye izin verdiğini görmedim: savaşta düşmana karşı tuzak ve hile kurmak için söylenen sözler, kişinin (barışmak için) hanımına söylediği yalan söz ve insanların arasını bulmak maksadıyla uydurulan yalanlar."

 

Taberi şöyle der: Kimi alimler "arabulmak amacıyla yalan söylemenin caiz olduğunu savunarak şöyle demişlerdir: Hadiste sayılan bu üç şey örnek olarak sayılmıştır. Yerilen yalan, birinin zarar görmesine yol açan veya hiçbir faydası olmayan yalandır" demişlerdir. Kimileri de "yalan söylemek hiçbir durumda caiz değildir" demişler ve hadisteki yalanı "üstü kapalı söz söylemek" şeklinde yorumlamışlardır. Üstü kapalı söze örnek olarak birinin "Allahım! Müslümanları bağışla" sözünü kastederek bir zalime "Dün senin için dua ettim" demesi ve kocanın "Allah takdir etmişse" kısmını aklından geçirerek hanımına bir şey vermeyi vaat etmesi zikredilebilir.

 

Hattabi ve bazı alimler birinci görüşü benimsemişlerdir. el-Mühelleb, el-Asili ve diğer bazı alimler de ikinci görüşü benimsemişlerdir.

 

"Savaşta Yalan Söylemek" konusu daha ayrıntılı bir şekilde "Cihad" bölümünün sonlarında açıklanacaktır.

 

Eşlerin birbirine yalan söylemesinden maksadın birinin diğerindeki hakkını düşürmeyen veya kendisine ait olmayan bir şeyi almasını sağlamayan yalan olduğu konusunda görüş birliği vardır. Savaşta yalan söylemek de eman (güvence) vermek dışındaki konulardadır. Alimler, yalanın ancak zorunluluk halinde caiz olacağı konusunda da görüş birliği etmişlerdir. Örneğin zalim bir kişi, diğerinin yanında saklanmış olan birini öldürmeye kastettiğinde o, onun yanında olduğunu bilmezden gelebilir ve bunun için yemin de edebilir. Böyle yapmakla günah işlemiş olmaz. Allah daha iyi bilir.

 

 

باب: قول الإمام لأصحابه: اذهبوا بنا نصلح.

3. DEVLET BAŞKANININ "GİDELİM DE ŞUNLARIN ARASINI BULALIM" DEMESİ

 

حدثنا محمد بن عبد الله: حدثنا عبد العزيز بن عبد الله الأويسي وإسحاق بن محمد الفروي قالا: حدثنا محمد بن جعفر، عن أبي حازم، عن سهل بن سعد رضي الله عنه: أن أهل قباء اقتتلوا حتى تراموا بالحجارة، فأخبر رسول الله صلى الله عليه وسلم بذلك، فقال: (اذهبوا بنا نصلح بينهم).

 

[-2693-] Sehl İbn Sad r.a.'dan nakledilmiştir: Kuba halkı, kavgaya tutuşmuş, birbirine taş atıyorlardı. Bu durum Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e iletildi. Bunun üzerine O Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Gidelim de şunların arasını bulalım" buyurdu.

 

 

باب: قول الله تعالى: {أن يصالحا بينهما صلحا والصلح خير} /النساء: 128/.

4. "ARALARINDA BİR SULH YAPMALARINDA ONLARA GÜNAH YOKTUR. SULH (DAİMA) HAYIRLIDIR" [Nisa 128] AYETİ HAKKINDA

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا سفيان، عن هشام بن عروة، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها: {وإن امرأة خافت من بعلها نشوزا أو إعراضا}. قالت: هو الرجل يرى من امرأته ما لا يعجبه، كبرا أو غيره، فيريد فراقها، فتقول: أمسكني واقسم لي ما شئت، قالت: فلا بأس إذا تراضيا.

 

[-2694-] Aişe r.anha'dan nakledilmiştir: "Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse ... " ayetinde kastedilen kişi, yaşlılığından veya başka bir sebepten ötürü hanımını beğenmeyen ve ondan ayrılmak isteyen kocadır. Karısı da ona "Tek benimle evli kal da, bana istediğin kadar gece ver" der.

 

Aişe diyor ki "Bu konuda aralarında anlaşırlarsa bunun bir sakıncası yoktur."

 

 

باب: إذا اصطلحوا على صلح جور فالصلح مردود.

5. HAKSIZ BİR ANLAŞMA YAPARLARSA BU ANLAŞMA KABUL EDİLMEZ

 

حدثنا آدم: حدثنا ابن أبي ذئب: حدثنا الزهري، عن عبيد الله بن عبد الله، عن أبي هريرة رضي الله عنه وزيد بن خالد الجهني رضي الله عنهما قالا:

 جاء أعرابي فقال: يا رسول الله، اقض بيننا بكتاب الله، فقام خصمه فقال: صدق، اقض بيننا بكتاب الله، فقال الأعرابي: إن ابني كان عسيفا على هذا، فزنى بامرأته، فقالوا لي: على ابنك الرجم، ففديت ابني منه بمائة من الغنم ووليدة، ثم سألت أهل العلم فقالوا: إنما على ابنك جلد مائة وتغريب عام، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (لأقضين بينكما بكتاب الله، أما الوليدة والغنم فرد عليك، وعلى ابنك جلد مائة وتغريب عام، وأما أنت يا أنيس - لرجل - فاغد على امرأة هذا فارجمها). فغدا عليها أنيس فرجمها.

 

[-2695 - 2696-] Ebu Hureyre'den ve Zeyd İbn Halid el-Cüheni'den nakledilmiştir: Bir bedevi gelerek "Ey Allah'ın Resulü! Aramızda Allah'ın kitabına göre hüküm ver" dedi. Diğeri de "Doğru söyledi. Aramızda Allah'ın kitabına göre hüküm ver" dedi.

 

Bedevi şöyle anlattı: Oğlum bu adamın yanında işçiydi. Hanımıyla zina etmiş. Bana oğlumun recm cezasını hak ettiğini söylediler. Ben de oğluma karşılık . buna yüz koyun ve bir cari ye verdim. Sonra bilenlere sordum. "Oğlunun cezası yüz sopa ve bir yıl sürgündür" dediler.

 

Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Aranızda Allah'ın kitabına göre hüküm vereceğim. Cariye ve koyunların sana geri iade edilecektir. Oğluna da yüz sopa ve bir yıl sürgün cezası verilecektir. Üneys' Sen de yarın sabah o kadına git ve onu recm et" buyurdu. Ertesi sabah Üneys kadının yanına giderek onu recm etti.

 

 

حدثنا يعقوب: حدثنا إبراهيم بن سعد، عن أبيه، عن القاسم بن محمد، عن عائشة رضي الله عنها قالت: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (من أحدث في أمرنا هذا ما ليس فيه فهو رد).

رواه عبد الله بن جعفر المخرمي، وعبد الواحد بن أبي عون، عن سعد بن إبراهيم.

 

[-2697-] Aişe r.anha'dan nakledilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Her kim bizim bu işimize (dinimize) ondan olmayan bir şey katarsa kattığı şey reddedilir" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis, "Kim, bizim işimize uymayan bir şey yaparsa yaptığı şey reddedilir" şeklinde de nakledilmiştir.

 

Bu hadis, İslam'ın ana prensip ve kuralları arasında sayılır. Anlamı şudur: "Bir kimse dini bir konuda, dinin kaynaklarından birinde bulunmayan herhangi bir şey uydurursa dikkate alınmaz."

 

Nevevi şöyle demiştir: Bu hadis, çirkin işleri geçersiz kılmak için ezberlenmesi, kullanılması ve delil getirilmesi gereken hadislerden biridir.

 

et-Turuki ise şöyle der: Bu hadise "dinı delillerin yarısı" denebilir. Çünkü delil, iki öncüiden oluşur. Delilden maksat, ya hüküm koymak veya hükmü kaldırmaktır. Bu hadis, dini bir hüküm koymak ve kaldırmakta büyük önermedir.

 

Yasaklanmış olan sözleşme türlerini geçersiz ve sonuçsuz kılmak konusunda bu hadis delil gösterilir.

 

Bu hadis, bidatlerin reddedileceğini ve yasağın fesadı (yapılan işlemin hükümsüzlüğünü) gerektirdiğini gösterir. Çünkü yasaklanan hiçbir şey dine ait işlerden değildir. Bu sebeple reddedilmesi gerekir.

 

Yine bu hadisten hakim kararının işin gerçekteki hükmünü değiştirmeye ce ği sonucunu çıkarırız. Çünkü Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "bizim işimize ondan olmayan bir şey katarsa ... " buyurmuştur. "İş"ten maksat, dini konulardır.

 

Yine bu hadis, fasit sulhun bozulacağını ve alanın aldığını geri vermesi gerektiğini gösterir.